İSTANBUL İLİ STRATİĞRAFİSİ

1.      KURKÖY FORMASYONU

İstanbul Gurubu stratigrafik istifinin en altını oluşturan bu birim yaygın olarak Kurtköy ve Maltepe (Kartal) kuzeyinde yüzeyler. Önceki çalışmalara göre Haas (1968) tarafından Kurtköy Tabakaları, Kaya (1978) tarafından Kurtköy Arkoz Birimi olarak tanımlanan bu birim ilk kez Önalan (1982) tarafından Kurtköy Formasyonu olarak adlanmıştır. Genel olarak mor renkli çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşlarından veya bunların ardışımlarından yapılmıştır. Bütün özelliklerinin görüldüğü bir tip kesit mevcut değildir. Yalnız Formasyona ilişkin değişik Fasiyesler değişik bölgelerde ve stratigrafik yönden değişik düzeylerde ortaya çıkar. Formasyon Maltepe kuzeyinde de açıkça görüldüğü gibi mor renkli, çoğunlukla kaotik içyapılı, tabakalanması belirsiz, ünite kalınlıkları 15-20 metreyi bulabilen para çakıltaşlarından oluşmuştur. Çökelme ünitelerinin üst kesimlerinde, seyrek de olsa paralel laminasyon ve çapraz tabakalanma izlenmektedir. Ünitelerin alt çökelme yüzeyleri aşınmalı ve kanallıdır. Ünite içlerinde kum boyutlu matriks içerisinde yüzer durumlu kuvars, volkanik ve düşük dereceli metamorfiklerden türemiş maksimum boyutları 10 cm. ’ye kadar olan çakıllar izlenir. Bunlardan başka kızıl renkli çamur klastlarıda yaygındır. Alüvyon yelpazesi çökelleri olarak nitelenebilecek bu çökeller E-5 yarmalarında ve Kurtköy kuzeyinde izlendiği gibi kumtaşı-çamurtaşı ardışımından oluşan yine mor renkli bir istifle yanal ve düşey geçişlidir. Merceksel geometrili devreler halindeki istif içerisindeki üniteler altta aşınmalı ve kanallı dokanaklarla başlarlar. Bu yüzeylerde yaygın yük kalıpları gelişmiştir. Ünitenin alt kesimleri çakıllı ve dereceli, üst kesimleri de büyük ölçekli tekne tipi çapraz tabakalıdır. Tane boyu ve çapraz tabakaların genliği ünite üstüne doğru küçülür. Üstteki çamur taşlarına geçiş derecelidir. Çamurtaşları daha koyu mor renklidir ve içlerinde paralel, dalgalı paralel ve küçük ölçekli çapraz laminasyon yaygın sedimanter yapı türleridir. Çamurtaşları üzerinde bir sonraki devre yine aşınmalı bir alt sınırla başlamaktadır. Devre kalınlıkları 0,5 - 9 m. arasında değişmektedir. Menderesli akarsu ortamında çökeltilmiş olan bu istif yaklaşık 150 m. kalınlıktadır. Kınalıada Kayaburnu çevresinde Kurtköy Formasyonu’nun üst kesimi yüzeyler. 178 m. kalınlık sunan (Önalan, 1982) istifin alt 100 m.’si birbiri ile aşınmalı-dokanaklı, mor renkli kumtaşlarından oluşmuştur. Bu kumtaşı tabakaları içerisinde büyük-küçük ölçekli özellikle tekne tipi çapraz tabakalaşma yaygındır. Kesitin üst kesimi ise menderesli akarsu koşullarını yansıtan ince-orta tabakalı ve mor renkli kumtaşı-çamurtaşı ardışımından oluşmuştur. Petrografik olarak %75 kuvars, %20 ayrışmış ortoz türü feldspat, %2-3 mika, %1-2 opal minerallerinden yapılmıştır.

Kurtköy Formasyonu ile üzerindeki Aydos Formasyonu arasında bazı bölgelerde merceksel geometrili, baskın olarak kuvars çakıllarından yapılmış, çakıltaşları mevcuttur. Önalan (1982)’ ye göre bunlar Kurtköy Formasyonu’nun üst kesimlerinde Kıyı ovası Fasiyesi içine açılmış kanal dolgularıdır. Kurtköy Formasyonu’nu oluşturan tüm litolojiler ileri derecede diyajenez sonucu çok sert kaya halini almışlardır. Birimin alt sınırı İstanbul çevresinde görülmez. Üstten Aydos Formasyonu ile tedrici geçişlidir. Kurtköy Formasyonu alüvyon yelpaze çökellerinin bulunduğu bölgelerde bu Fasiyesin fay kontrollü gelişmesi nedeniyle kalın; Aydos Formasyonu ile ilişkili olduğu bölgelerde ise, kıyı ovalarında kalınlık olarak daha ince ve ince taneli çökellerin bulunuşu nedeniyle giderek incelen bir kama şeklindedir. Formasyonun önceki araştırmalara göre (Baykal ve Kaya, 1963; Haas 1968; Kaya 1978; Sayar 1962) Orta Ordovisiyen ’den daha yaşlıdır.

Bakacak Üyesi: Kurtköy Formasyonu’nun alt bölümünü oluşturan birim, alt düzeyinde mor-boz renk ardalanmalı, üst düzeyinde mor renkli, mor kil-mil-kum boyu kırıntılılardan oluşur. Birim, Gedik ve diğ. (2002) tarafından, Sakarya ili kuzeyinde Çamdağ dolayında tanımlanan Bakacak Formasyonu’nun (Yazman ve Cokuğras, 1983) eşleniği olarak kabul edilmiş ve “Bakacak Formasyonu” adıyla Formasyon aşamasında adlandırılmıştır. Birbiriyle yanal ve düşey geçişli olan ve egemen kaya turu özellikleri acısından aralarında yakın benzerlik bulunan Kurtköy ve Bakacak istiflerinin, farklı Formasyon adlarıyla adlandırılması, sahada tanınma, izleme ve haritalama acısından kavram karışıklığına ve önemli güçlüklere neden olduğu gerekçesiyle, Özgül (2005) tarafından istifin tümünün “Kurtköy Formasyonu” kapsamında tek bir Formasyon adı altında tanımlanması ve mil-kum boyu kırıntılıların egemen olduğu söz konusu alt bolumun “Bakacak Üyesi” olarak üye aşamasında adlandırılması önerilmiştir. Kurtköy Formasyonu’nun en alt düzeyini oluşturan Bakacak Üyesi, Kocatongel Formasyonu’nun boz renkli, laminalı mil tasları üzerinde boz ve mor renk ardalanmalı taneli kumtaşı düzeyi ile baslar; Kocatongel Formasyonu’ndan renk ve tane boyu değişimi ile ayırt edilir. Üst düzeylere doğru gidildikçe ve özellikle üstteki Sureyyapasa Uyesi’ne yaklaştıkça, kaba kum - çakılcık boyu egemen olur ve renk bütünüyle morlaşır. Dolaysıyla alt ve üstteki birimlerle dereceli geçiş gösterir. Bakacak Uyesi’nin kalınlığı yaklaşık 500 m dolayındadır.

 

 

 

Sureyyapasa Üyesi: Kurtköy Formasyonu’nun üst bölümünü oluşturur. Kaya turu özellikleri yukarıda belirtilmiş olan, mor renkli kumtaşları birimin egemen kaya turunu oluşturur; Sureyyapasa, Basıbuyuk yörelerinde yaygın olarak yüzeyleyken çakıltaşı mercek ve ara katkılarını kapsar. Önalan (1981) tarafından, istifin kumtaşı-şeyl ardalanmasından oluşan bolumu “Sureyyapasa Üyesi”, çakıltaşları ise “Maltepe Üyesi” adlarıyla incelenmiştir. Özgül

(2005), istifin egemen kaya türünün kumtaşı olduğunu, cakıltaşlarının ise boyları katman

Ölçeğinden, onlarca metreye değin değişen, irili ufaklı mercek ya da ara katkılar halinde yer

aldığından, söz konusu kumtaşı ve çakıltaşlarının birlikte bir bütün olarak Sureyyapasa Üyesi

adı altında incelenmesi gerektiğini savunur. Sureyyapasa Uyesi’nin kalınlığı Yeni çiftlik deresi vadisindeki yüzeylenmesinde 1000 metreyi asar.

 

2.      AYDOS FORMASYONU

Tanım ve Ad. İstanbul’un özellikle Anadolu yakasındaki başlıca dağlık alanlarını ve büyük

tepelerini oluşturan kuvarsitler, çeşitli araştırıcılar tarafından değişik ad ve baslıklar altında

incelenmiştir. Paeckelman (1938) söz konusu kuvarsitleri Silüriyen sonu yasta “Kuvarsit Serisi (Quarzit-Serie)” kapsamında “Ana kuvarsit düzeyi (Hauptquarzit Horizont )” olarak

tanımlamış. Haas (1968) “Ayazma Formasyonu (Ayazma Schichten)”, Baykal ve Kaya (1965) “Ortokuvarsit Formasyonu”, Kaya (1978) “Aydos Kuvarsarenit Birimi”, Önalan (1981) “Aydos Formasyonu” adlarıyla incelemiştir. Aydos dağı, Kayış dağı, Alemdağ, Dragos tepesi, Çamlıca tepeleri, Yakacık, Kurtköy, Beykoz, Basıbuyuk, Pasa köy, Kınalıada, Büyük Ada’da, Ömerli Beldesi güney-güneybatısında, Darlık Barajı güneyinde, Gebze kuzeybatısında Gaziler tepesi gibi birçok tepenin doruğunu oluşturur. Kaya turu Özellikleri. Formasyon büyük bölümüyle kuvarsitlerden oluşur; kimi yüzlemelerinde sut kuvars çakıllarını yoğun olarak kapsayan, silis çimentolu çakıltaşı düzeyi ile baslar. Çeşitli kesimlerinde değişen oranda ara katkılar halinde killi milli seyilleri kapsar. Kuvarsit; kirli beyaz, pembemsi, acık bej, mor, ayrışmışı kızıl-kahverengi, acık kahverengi, orta-kalın-çok kalın katmanlı. Alt düzeylerde genellikle morumsu renkli, çapraz laminalı kaba kum ve çakıllıdır; üst düzeylerde genellikle tane boyu küçülür, pembemsi bej kompakt kuvarsitler egemen olur. Kuvarsitler genellikle % 90’ın üzerinde kuvars kapsar, Kuvarsarenit turu egemendir. Taneler iyi boylanmış, yuvarlanmış, tane destekli ve silis çimentoludur. Kaba kumlu düzeylerde katmanlanmaya koşut gelişmiş mor ve bej renk ardalanması, derecelenme ve koşut ve çapraz laminalanma belirgindir.

Inceleme alanındaki kimi yüzlemelerinde, kuvarsit katmanlarının arasında, kalınlığı 5-10 cm’yi bulan, kızılımsı, sarımsı bej, gri, mavimsi renk karışımından oluşan alacalı renkli killi ve milli şeyl, killi kumtaşı (kuvarsvake)

arakatkıları görülür. Genellikle yüksek eğimli dağ ve tepeleri oluşturan kuvarsitler, genellikle sık eklem ve çatlaklı olduklarından, kolay parçalanıp yamaç aşağı taşınmakta, dolaysıyla eğimin kırıldığı alanlarda, kalınlığı 20-30 metreyi asabilen kırmızı kil-mil hamurlu kalın moloz yığınları oluşturmaktadır. Özellikle Aydos dağı, Kayışdağı, Çamlıca ve Yakacık tepelerinin eteklerinde bu tur moloz örtüleri yaygındır. Aydos Formasyonu’nun alt düzeylerinde Bası büyük Çakıltaşı Üyesi ve Kınalıada Üyesi adlarıyla iki üye ayırt edilmiştir.

Basıbuyuk Çakıltaşı Üyesi: Aydos Formasyonu çoğu yüzlemelerinde, en alt düzeyinde değişen kalınlıkta çakıltaşı birimini kapsar. Yoğun olarak sut kuvars çakıllı ve silis çimentolu oluşuyla belirgin olan bu çakıltaşı düzeyi, çoğu araştırıcının dikkatini çekmiş ve değişik adlar altında incelenmiştir. Altınlı (1951) “Kuvars Konglomerası” adıyla incelediği bu çakıltaşlarını hem arkozların içinde kamalandığını hem de üsteki kuvarsit birimi (Aydos Kuvarsiti) ile dereceli geçiş gösterdiğini belirtir. Kaya (1978), “Ayazma ast birimi” ve Önalan

(1981) “Basıbuyuk Üyesi” adlarıyla tanımladıkları söz konusu kuvars çakıllı çakıltaşlarını arkozlarla geçişli olduğunu belirtir ve Kurtköy Formasyonu’na bağlı bir ast birim ya da üye olduğunu savunurlar. Özgül, (2005)’e göre, kuvars çakıllı çakıltaşı düzeyi, Aydos Formasyonu’nun taban düzeyini oluşturur ve kuvarsitlerle yanal ve düşey geçişlidir.

Kınalıada Üyesi: Aydos Formasyonu’nun Kınalı Ada’nın Kayaburnu çevresinde yüzeyleyken alt kesimi Önalan (1982) tarafından Kınalıada Üyesi adıyla incelenmiştir. Adı gecen araştırıcıya göre 178 m. kalınlıkta olan istifin, alt 100 metresi mor renkli kumtaşlarından, üst kesimi ise ince-orta tabakalı ve çapraz katmanlanmalı mor kumtaşı çamurtaşı ardalanmasından oluşur. Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Aydos Formasyonu, Kurtköy Formasyonu’nun kum, çakıl boyu kırıntılı kayalarını acısız uyumsuzlukla üstler (Özgül, 2005); Gözdağ Formasyonu tarafından uyumlu olarak üstlenir. Kurtköy Formasyonu ile Gözdağ Formasyonu arasında klavuz bir birim özelliği taşıyan Aydos Formasyonu, yanal ve düşey yönde sıkça kalınlık ve Fasiyes değişikliği gösterir. Örneğin kalınlığın en çok olduğu yüzeylemelerde birinin yer aldığı ve üst dokanağının görülmediği Aydos dağında, yaklaşık 200 m, Dudullu’nun batı ve kuzeyindeki sırtlarda ise 30-40 m dolaylarında kalınlık gösterir. Fosil kapsamı ve yas. Formasyon içinde fosil bulunamamıştır. Ancak, üst kesimleri Orta Ordovisiyen yasta olan Yayalar Formasyunu’nun alt düzeyleriyle yanal ve düşey geçişlidir.

Diğer yandan, Safranbolu yöresinde Karadere çayı vadisinde Aydos Formasyonu’nun devamı varsayılan kuvarsit istifinin üstünde yer alan kuvarsit arakatkılı siyah renkli şeyllerde Dean ve diğ. (2000) tarafından Arenigiyen’i temsil eden graptolit türleri tanımlanmıştır. Dolaysıyla, Aydos Formasyonu’nun Arenigiyen yasta olduğu anlaşılmaktadır.

 

3.      GÖZDAĞ FORMASYONU

İstanbul Gurubu’nun Formasyon mertebesinde üçüncü birimi olan bu Formasyon, laminalı şeyller ile onlar üzerinde kuvarsit mercekli şeyllerden oluşur. Yaygın olarak Kartal ve Pendik kuzeyi ile Beykoz ve Çamlıcalar çevresinde yüzeyleyen bu birim, genelde bindirme dilimleri içinde bulunur. Ayrıca, Büyükada, Ümraniye güneyi, Çengelköy çevresinde ve Boğazın batısında, İstinye-Beykoz arasında da mostraları mevcuttur. Formasyon Tavşantepe batısında, Aydos Formasyonu üzerinde uyumlu ve tedrici geçişle başlar. Alt kesimde ince ve dalgalı paralel laminasyonlu ve yeşilimsi koyu gri şeyllerden yapılmıştır. Laminalı yapı çökelme sonrası biyojenik karıştırma ve deformasyonlarla bozulmuştur. Şeyllerde iyi derecede yapraklanma gelişmiştir. Formasyon içinde üste doğru merceksel ve ince-orta tabakalı feldspattık kumtaşı ara tabakaları izlenir. Bunlar arasında şamozit düzeyleri özellikle Çengelköy ve Büyükdere çevresinde yaygındır. Bu zonun üzerinde Formasyon kuvars arenit-yarı feldspatlı arenit mercekleri içeren şeyller halindedir. Bu mercekler değişik stratigrafik düzeylerdedir ve birbirlerinden boyutça farklılıklar gösterir. Formasyon üstteki Dolayoba Formasyonu’na yanal ve düşey yönde geçer. Bu durum özellikle Dolayoba güneyinde ve İstinye kuzey-doğusunda çok güzel ve açık olarak gözlenir. Formasyonun Büyükdere çevresinde alt sınırı görülmemesine karşın 720 m. Lik stratigrafik kalınlığı mevcuttur (Akyüz, 1987). Gözdağ çevresinde ise 700 m. Kalın olduğu ifade edilmiştir (Önalan, 1982). Formasyon içinden çeşitli araştırıcılar tarafından toplanan ve tayin edilen fosil içeriğine göre orta Ordovisiyen- Landoveriyen yaşlıdır.

 

4.      DOLAYOBA FORMASYONU ( Df )

Pendik kuzeyindeki Dolayoba çevresinde Gözdağ Formasyonu’nun kuvars arenit mercekli şeylleri ile girik, koyu mavi-mavimsi koyu gri renklerde ve çeşitli karbonat Fasiyeslerinden oluşan bir birim izlenir. Bu karbonat istifi literatürde çeşitli adlar altında incelenmiş, litostratigrafik birimleme açısından Önalan (1982) tarafından çeşitli Formasyonlara bölünmüştür.

Bu çalışmada ise, söz konusu karbonat istifi tek bir Formasyon şeklinde ve Fasiyesleri iyi görüldüğü Dolayoba çevresine izafeten “Dolayoba Formasyonu” adı altında incelenecektir. Formasyonun Kartal-Pendik ve Tuzla çevresi yanında Beykoz ve İstinye dolaylarında da yaygın mostraları bulunmaktadır. Birim, Gözdağ Formasyonu ile geçiş bölgelerinde genelde mercan parçaları, krinoid sapları ve brakyopod kavkı ve parçalarından oluşan bir tane taşı ile başlar. Mavimsi gri-pembe renkli olan bu Fasiyes genelde birkaç metre kalındır. Bu Fasiyes üzerinde, tablalı mercanlardan oluşan ve kalınlığı bölgesel olarak farklılıklar gösteren; kısmen yama, baskın olarak da set resifi türünde resiflerden yapılmıştır.NKoloniler arasında ise, çeşitli bentik fosil içeren karbonat çamurtaşlarından ibaret bir Fasiyes bulunur. Bu Fasiyes içinde yalnızca karbonat çamurtaşlarında tabakalaşma özellikleri belirgindir. Resif çekirdekleri ise masiftir. Fasiyesin kalınlığı Dolayoba çevresinde 50 m. kadardır. İstinye çevresinde ise, birkaç on metre tahmin edilmiştir. Resif Fasiyesi üzerinde bazı bölgelerde kalınlığı 500 m.’ nin üzerinde olan ince şeyl ara tabakalı koyu mavimsi gri-pembemsi gri renklerde kesinlikle balıksırtı çapraz laminalı, dalgalı-merceksi ve flaser tabakalı kireçtaşları gelir. Gelgit etkisindeki bir karbonat platform koşullarını yansıtan bu Fasiyes içinde yoğun çeşitli organizma parçalarının karbonat çimento ile çimentolanmasından oluşmuş ara tabakalar da yaygındır. Bir diğer deyişle, bu ortam gelgit etkisinde bir resif önü platformu şeklindedir. Dolayoba Formasyonu içinde bu Fasiyes üzerinde ince paralel laminalı koyu mavimsi gri mikrit ve ince pembemsi renkli laminalı çamurtaşı ardışımından oluşan, dalga taban altı ve düşük enerjili platform içi derin çukurluk koşullarını yansıtan bir diğer Fasiyes yer alır. Önalan (1982), tarafından Sedef adası Formasyonu olarak ayırtlanmış bu birim genel istif içinde mercekler şeklindedir. Formasyonun üst seviyeleri cm.-dm. kalınlıklı şeyl mikrit ardışımından yapılmıştır. Kireçtaşı ara tabakaları budinajlanma sonucu iri yumrular haline dönüşmüştür. 12 m. Kalınlıklı bu zon üzerinde Kartal Formasyonu’nun sarımsı kahverenkli şeyllerine geçilir.

 

5.      KARTAL FORMASYONU

Kartal Formasyonu büyük bölümüyle, mikalı şeyllerden oluşur; belirli kesimlerinde, özellikle üst düzeylerinde kireçtaşı ara katkılıdır. İstanbul’un Anadolu yakasında geniş alanlar kaplayan ve bol brakyopod, trilobit vb makro fosil kapsamıyla sahada kolay tanınabilen birimi, Penck (1919) Bosporianiche Fazies, Paeckelmann (1938) “Pendik Schichten, Altınlı (1951) Orta Pendik Tabakaları = Kanlıca Horizonu ve Üst Pendik Tabakaları gibi değişik ad ve baslıklar altında incelemişlerdir.

İlk kez kaya-stratigrafi temeline dayalı inceleme, Haas (1968) tarafından yapılmış ve söz konusu istif Marmara Serisi içinde Kartal Formasyonu, Kurt doğmuş Formasyonu ve Dede Formasyonu olmak üzere uç birime ayırtlanmıştır. Kaya (1973) Pendik Gurubu adıyla adlandırdığı istifi, Kartal Formasyonu, Koz yatağı Formasyonu ve İçerenköy Şeyli olmak üzere 3 Formasyona ayırtlamıştır. Önalan (1981 ve 1982), Kaya (1973)’nın Formasyon adlarını olduğu gibi kullanmış; ancak, daha sonraki çalışmasında Kartal Formasyonu adını, tüm istifi kapsayacak şekilde kapsamını genişleterek korumuş ve Koz yatağı ve İçerenköy birimlerini Kartal Formasyonu içinde üyeler olarak incelemiştir (Önalan, 1988). Yakacık yerleşim alanının güney kesiminde Formasyonun tekdüze seyilleri yaygın olarak açığa çıkar. Korucu koyunun doğusunda, Kavacık yerleşim alanı-Elmalı barajının batısı-Göksu deresi vadisi arasında kalan alanda yaygın olarak yüzeylenir. Bostancı dolayından gecen demiryolu yarmalarında ve temel kazılarında yapılan gözlemlere göre Erenköy–Sahrayıcedit– Göztepe arasında Kartal Formasyonu’nun tekdüze seyilleri ve Koz yatağı–Caddebostan- Fener yolu arasında ise karbonatların yoğun olduğu Koz yatağı Üyesi yaygındır. Kartal Formasyonu büyük bölümüyle kil-mil-ince kum boyu kırıntılı kayalardan oluşur. Taze iken kara-koyu külrengi, ayrışmışı boz-acık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan, bol mikalı şeyller Formasyonun egemen kaya turunu oluşturur. Seyrek olarak, 5-10 cm arasında değişen kalınlıkta ince gereçli kumtaşı ve makro fosil kırıntılı kireçtaşı ara düzeylerini kapsar.

 

6.      TUZLA FORMASYONU

İstanbul ve Kocaeli yarımadalarında, Kartal Formasyonu içindeki kırıntılı kireçtaşı ara tabakalarının kalınlaşması ve sayıca artması, şeyllerin de giderek yok olmasıyla sarımsı mavimsi gri masif kireçtaşlarına geçilir. Bu kireçtaşları bu birim üste doğru ince ardışımlı mikritik kireçtaşı alacalı-sarımsı kahve şeyl ardışım haline gelir. İşte bu istif Önalan (1982) tarafında Tuzla Formasyonu olarak ayırtlanmıştır. Alt kesiminde izlenen masif kireçtaşları genelde 30-100 cm. tabaka kalınlıklı, alt yüzleri aşınmalı ve keskin içleri dereceli, paralel ve mikro çapraz laminalı üst kesimleri karbonat çamurtaşı şeklindedir. Oldukça derin-denizel ortama türbit akıntılarla getirilip depolanmış kırıntılı kireçtaşları olarak tanımlanabilirler. Yaklaşık 40 m. kalınlıklı bu Fasiyes üzerinde istif yine kireçtaşı-çamurtaşı ardışımı şeklindedir. İnce ardışımlı tabakalaşmalı olarak tanımlanabilecek bu kesim budinajlanma sonucu ince yumrulu bir görünüm kazanmıştır. Bu özellikleri nedeniyle birçok eski araştırmada yumrulu bademli kireçtaşları olarak tanımlanmışlardır (Abdüsselamoğlu, 1963).

Bu Fasiyesin kalınlığı yaklaşık 50 m. dir. Formasyonun üst kesiminde kireçtaşı ara tabakaları incelip seyrekleşerek kaybolur ve istif sarımsı-pembemsi kahverenkli ince paralel laminalı bir şeyl haline gelir. Bu şeyller içerisinde kalınlıkları önce milimetre mertebesinde ve yanal olarak birkaç metre uzunlukta siyah renkli çört bantları izlenir. Bunlar yukarı doğru giderek kalınlaşır ve sıklaşır. Çamurtaşı ara tabakalarıda kalınlık olarak incelir. Çamurtaşı ara tabakalarının tedricen yok olması ile daha üstte yer alan Radiolaria’lı çörtlere geçilir. Bu kesimin kalınlığı yaklaşık 25 m. dir.

 

7.      TRAKYA FORMASYONU

Trakya Formasyonu yanal ve düşey yönlerde değişim gösteren kalın şeyl ve grovak ve litik konglomera ardışıklı istiften yapılı olup hakim olarak fliş Fasiyesindedir.

Karadan türeme materyalin ve karbonatların dağılımına göre Trakya Formasyonu başlıca beş üyeden oluşur. Bunlar göreceli olarak alttan – üste;

1: Balıklıhavuz çakıltaşı üyesi; polijenik kanal dolgusu, çakıltaşı.

2: Küçükköy kumtaşı üyesi; başlıca grovaklardan oluşmuş, kireçtaşı arakatkılı, kiltaşı tabanlı, şeyl, litik konglomera ara seviyelidir.

3: Çamurluhan şeyl üyesi; başlıca şeyl, az miktarda grovak, litik konglomera-kuvars konglomera ve yerel kireçtaşı kapsar. Kuzeye doğru kumlu ve çakıllı Fasiyeslere geçiş gösterir.

4: Cebeciköy kireçtaşı; biyoklastik kireçtaşı az miktarda şeyl, ikincil dolomit ve çörtten yapılı şelf kenarı karbonat oluşuğu olup Vizeen ortası sonu ile Vizeen sonu ortası yaş aralığında çökelmiştir.

5: Gümüşdere Silisli Şeyl -Grovak üyesi; Grovak, silisli şeyl, lidit, feldspatlı grovak ve konglomeraları kapsar.

Formasyon boğazın batısında; Sarıyer, Zekeriyaköy, Boğazköy, Arnavutköy, Şamlar, İkitelli, Mahmutbey, Edirnekapı, Sirkeci, Yenikapı, Ortaköy ve Ayazağa çevrelerinde geniş yayılım gösterir. Kaya (1971), Formasyona ait genel bir kesitin İstinye – Ayazağa – Cebeciköy doğrultusunda görüldüğünü belirtir. Trakya Formasyonu büyük kısmıyla şeyl ve az olarak da polijenik konglomera, kalkerli şeyl, kireçtaşı, kuvars konglomera ve kuvarslı kumtaşından yapılmıştır. Formasyonun büyük kısmını oluşturan şeyller genellikle koyu gri ve yeşilimsi gri, sarımsı gri, yersel olarak soluk kırmızı pembe ayrışma renklidir. Şeyller içinde çok ince laminalı silttaşından çok kaba konglomeralara kadar türbidit oluşukları bulunur. Birim içinde orta – iyi arası boylanmış ve çok kötü boylanmış iki grovak çeşidi yer alır.

En çok görülen birinci tip grovaklar; yeşilimsi gri, sıkı, yarı yuvarlaklaşmış kuvars, koyu renkli çört, taş kırıntıları, mika ve feldspattan yapılıdr. Taneler ikincil büyüme, silis çimento ve kil hamuru ile bağlanmıştır. Ayrışmış örnekleri grimsi sarı ile soluk kahve arasında gözenekli, demirle boyanmış, bol mikalı ve dirençsizdir. Grovaklar bitevil devamlı dereceli ve laminalı tabakalanma gösterirler. Şeyl ile nöbetleşmelerindeki grovaklar yatay ve düşey tane derecelenmesi, keskin alt sınır, taban yapıları, oluşuk arası şeyl parçaları, tane yönelimi, buruşma yapısı, yarılma lineasyonu, küçük ölçekte çapraz stratigrafikasyon gibi özellikleriyle türbidit akıntı çökelleridir. Alttan üste doğru laminalı tabaklanma gösteren grovaklar, akıntı içyapılar bakımından fakirdir. Çok kötü boylanmış, grovaklar koyu yeşilimsi gri, zeytini yeşil, gri, sarımsı gri, ayrışma renkli ve düşük dokusal olgunluktadır: Bileşen taneler çoğunlukla kaya parçası, kuvars, mika, feldspat kırıntısıdır. Bu tip kayaçlar, genellikle masif içyapısız, 16 – 64 cm tabaka kalınlığı sınırları içinde ince şeyllerle ara katkılı olabilir. Litik grovaklar ve bunlarla ardışıklı şeyller iyi korunmuş bitki kalıntıları ve bitkisel yığışımları kapsarlar. Konglomeralar kısmen klavuz seviye özelliğindedir. Bunlar genellikle açık yeşilimsi, gri ve grimsi sarı ile soluk kahverengi arasında ayrışma renkli, polijenik çok kötü ile orta arası boylanmalıdır. Bileşen taneler çok ince çakılcıkla ufak blok arasında yarı yuvarlanmış, beyaz kuvarslı damarlar, koyu renkli çörtler, lidit, iyi yuvarlaklaşmış mikaşist, oluşuk arası şeyl, grovak ve kireçtaşıdır. Türbiditler morfolojik olarak kumtaşı, kesitlerinin altında ve içinde merceksel, kalın şeyl kesitlerinde çizgisel kanal dolgusu oluşuklar, bolluk ve kalınlıkları üste doğru azalıp kaba kumtaşı, laminalı kumtaşı ve silttaşı yoluyla şeyle geçer.

1-Balıklıhavuz Çakıltaşı Üyesi: Beyaz, gri, sarı ve açık kahve renkli kanal dolgusu çakıltaşlarını içerir. Balıklıhavuz çakıltaşı, Mahmutbey köyü kuzeyinde, Kasımpaşa ve Hasköy sırtlarında yüzeyler. Bu birim merceksel olup 20 – 30 m kalınlık gösterir. Balıklı havuz çakıltaşı Trakya Formasyonu içinde fluxtürbidit seviyeleridir. Beyaz, gri, sarı ve kahve renkli polijenik çakıllı çakıltaşlarıdır. Birim 1,5 – 4 cm arasında değişen heterojen boyutlu kuvars minerallerinden feldspat ve kaya kırıntılarından oluşur. Birim ilk kez Kaya (1971) tarafından tanımlanmıştır.

2-Küçükköy Kumtaşı Üyesi: Trakya Formasyonunun büyük bir kesimini meydana getiren şeyl, grovak, kumtaşı ardalanmasından oluşur. Zincirlikuyu, Şişli, Beşiktaş, Beyoğlu, Kasımpaşa, Okmeydanı,  Alibeyköy, Ayazağa kuzeyi, Kemerburgaz, Bahçeköy, Bentler, Cebeciköy, Habibler-Mahmutbey, arası, Şamlar-Arnavutköy arasında, Eyüp ve Gaziosmanpaşa civarında yer alır. Bu üye için Küçükköy ve Alibeyköy yöreleri birimin tipik yüzleklerinin oluştuğu yerlerdir.

Trakya Formasyonu içinde Küçükköy kumtaşı artan kum oranıyla kolayca ayırtlanır. Üste doğru kum oranı azalır ve dereceli olarak Çamurluhan şeyl üyesine geçer.

3-Çamurluhan Şeyl Üyesi: Killi, kalkerli, şeyl, fluxotürbidit, çakıllı şeyl, küçük ölçekte olmak üzere grovak, grovak – şeyl nöbetleşmesi, kuvars aglomera, kuvarsça zengin kumtaşları, merceksel kireçtaşı ara katkıları kapsar. Birimin ana kısmını meydana getiren şeyller homojen olup koyu gri renklidir. Yeşilimsi gri, açık zeytini gri, grimsi sarı ve yersel olarak ta beyaz morumsu ve kırmızımsı renklerde ayrışırlar. Kesitin üstüne doğru şeyller kalkerli ve fosillidir. Fluxotürbiditlerde bol miktarda lidit, oluşuk arası kireçtaşı çakılları 4 m’ye varan kumtaşı ve şeyl blokları kuvars ile kireçtaşı tane oranında yersel artışlar; üste doğru kalınlıkta incelme ve daha sık tekrarlanma yer alır. İzole litik kumtaşları genellikle mercekler ve klastik dayklar halinde bulunur. Merceksel özellikteki kuvars konglomera ve kuvars kumtaşları çamurluhan şeyl üyesinin en üst 25 m.lik kesitinde Cebeciköy batısında ayırt edilebilir. 2 m kalınlığa varan kuvars konglomera silis ve çok az kil ara madde ile bağlanmış, orta ile iyi boylanma gösteren beyaz kuvars ve az miktarda koyu gri çört çakılcıklarından yapılıdır. Anılan üyeyi Paeckelmann (1938), Yalçınlar (1954) ve Kaya (1969 – 1971 – 1973) çalışmışlardır.

4-Cebeciköy Kireçtaşı: Başlıca kireçtaşı ile az miktarda killi kireçtaşı, kalkerli şeyl ve ikincil dolomit ile çörtlerden yapılıdır. Cebeciköy kireçtaşı üyesi, tipik olarak Cebeciköy yakınlarında izlenir. Birime ait yüzlekler Gümüşdere köyü güneyindeki Karanlık derede yer alır. İlk defa Baykal ve Kaya (1963) yılında ilk defa Formasyon bazında ve Trakya Formasyonu üzerinde ayıtlamışlardır. Bazı çalışanlar ise Trakya Formasyonu ile girik ve merceksel kireçtaşına eş tutarak, Trakya Formasyonunun bir üyesi olarak kabul etmişlerdir. Çamurluhan şeyl üyesiyle alt dokanağı uyumlu ve geçişlidir. Üstten Gümüşdere silisli şeyl geçişli dokanaklıdır. Cebeciköy kireçtaşı üyesi başlıca mavimsi, koyu gri siyah sert masif, kalın ve çok kalın tabakalı kireçtaşı ise az miktarda killi kireçtaşı kalkerli şeyl ve birimin üst 15 m.lik kısmında yersel dolomitleşme ve silisle ornatımlı mangan bileşimli krinoidli psödosparitten yapılıdır. Çörtler taze kırılma yüzeylerinde koyu renkli, homojen ve dolomitik bir kuşakla sınırlanmış ince eklemli çıkıntılar meydana getirir. Masif kireçtaşlarında çört genellikle tabakalanmaya paralel yumru dizileri ince ve sık tabakalanmalı kesitlerde şeritler halinde bulunur. Cebeciköy kireçtaşı üyesi özellikle foraminifer, mercan ve brakiyopod bakımından zengindir.

5-Gümüşdere Silisli Şeyl Üyesi: Birim genelde altta lidit ve silisli şeyllerden, üstte grovak, konglomera ve şeyllerden oluşur. Yanal olarak kumtaşına da geçer. Grovaklar kötü ile iyi arası boylanmış, yersel feldspatça zengin laminalıdır. Litik (taşlı) tipleri koyu gri, bitkisel kırıntılı ve kömür laminalı, karbonlu şeyl ara katkılıdır. Polijenik konglomeralar orta boylanmış ve kalınlık değişkendir. Genellikle kum ile çok ince çakılcık sınırları içindedir. Alt seviyelerdeki liditler, genellikle siyah ince laminalı, kahverengimsi gri ayrışma renkli kırılgan ve 1 – 4 cm arasında çökelme birimleri halinde şeyller siyah koyu gri, silisli organik materyalce zengin ve grimsi sarı açık gri, beyaz yarışma renkli olup şeyl içinde radyolaryalı ince koyu renkli çört tabakları 4 – 16 cm arasında dereceli tabakalanma gösteren feldspatça zengin grovak, silttaşı ve kiltaşı arakatkıları bulunduğu tanımlanmıştır (Kaya – 1971). Alttan Cebeciköy kireçtaşı dereceli veya Çamurluhan şeyl üyesine kesin dokanaklı; üstten de Çiftealan kumtaşı, kuvarslı kumtaşları ile çevrilidir. Kaya (1971), dokanakların uyumsuz olduğunu belirtmiştir. Birim içerisinde kalın kavkılı brakıyopodlar ve çok sayıda gonitites kalıntıları kapsar. Birim güneyde sığ (Cebeciköy), kuzeyde aşınma sonrası daha derin bir şelf ortamında çökelmiştir.

Dokanak İlişkisi ve Kalınlık

Formasyon alttaki Baltalimanı Formasyonu üzerine uyumlu olarak gelir. Üstten ise genç birimlerle açılı uyumsuzlukla örtülür. Yaklaşık kalınlığı 700 m’dir.

Fosil Kapsamı ve Yaş

Bazı iz fosilleri birim içinde yer alır. Formasyonun yaşı Alt Karbonifer (Vizeen)’dir.

Ortam

Kaya (1971) Trakya Formasyonunun kısmen transgressif, üstte ise regresif bir salınımı yansıttığını ve türbidit oluşuklarının hakim olduğu, fosilsiz büyük bir kesim için başta daralan sona doğru tekrar genişleyen bir neritik kuşağa bağlı batiyal bir ortamda çökeldiğini belirtmiştir.

Deneştirme

Paeckelmann (1938), birimin denizel kökenli olduğunu söylemiş ve birime değişik yerlerde Orta ve Üst devoniyen yaşını vermiştir. Yalçınlar (1951), ilk olarak Cebeciköy’de Vizeen yaşlı kireçtaşının varlığını ortaya koymuş, Trakya serisinin Karbonifer yaşında olabileceğini söylemiştir. Yalçınlar (1954), Cebeciköy kireçtaşının üzerine gelen silisli şeyllerin florasına dayanarak, buna eşit tuttuğu Trakya serisini Üst Dinansiyen veya Vesifaliyen’e karasal terrijen bir istif olarak niteler. Baykal ve Kaya (1963), "Thrazische Serie" tabakalarından derlenmiş fosillere dayanarak Vizeen yaşını ileri sürmüşlerdir.

Abdüsselamoğlu (1963), birimin grovak şistlerin çörtler üzerinde bulunmalarından dolayı karbonifer yaşında olabileceğini belirtmiştir. Kaya (1969 – 71), birimi Trakya Formasyonu olarak nitelenmiştir. Haas (1968), birimi Trakya serisi olarak ayırmış, alttaki kireçtaşı mercekli ve kumtaşlı istifi radyolaritlerle birlikte Yelkentepe tabakaları olarak tanımlamış, birimin üst kesimini Üst Trakya Serisi olarak Namuriyen yaşında olduğunu belirtmiştir. Okay (1987) alttan üste kumtaşı – şeyl, çörtlü kireçtaşı ve miltaşı, şeyl ve grovak olarak tanımladığı birimin 1000 m’ye varan kalınlıkta ve başlıca Vizeen yaşında olduğunu bildirmiştir. Birim araştırma yapanlarca genelde Trakya Formasyonu olarak adlandırılmıştır.

 

8.      SOĞUCAK FORMASYONU

Kırklareli Gurubu’nun ayırtman kaya türlerinden birini oluşturan Soğucak Kireçtaşı, resif ortamının çeşitli Fasiyeslerini temsil eden karbonatlardan oluşur. Söz konusu kireçtaşı istifi, Kırklareli Formasyonu’na ait “Soğucak Üyesi” (Holmes, 1961) Soğucak Kalkeri (Unal, 1967), Soğucak Kireçtaşı (Keskin, 1974; Kasar, 1987) ya da Soğucak Formasyonu (Kasar ve diğ. )1983; Sumengen ve diğ., 1987) gibi adlarla incelenmiştir. Inceleme alanının doğu kesimlerinde, Çatalca ilçesi ile güneyindeki Muratbey koyu arasında tas ocaklarının bulunduğu alanda Bahçeşehir’in D’sunda Karanlık dere vadisinde, Çatalca masifinin doğu yamacında ve Çatalca’nın D’sunda Altın şehir-Kayabaşı-Samlar arasında dar kuşaklar boyunca yer yer temiz yüz eylemeleri görülür. Soğucak Kireçtaşı, başlıca resif çekirdeği, resif onu ve resif gerisi gibi resif ortamının çeşitli Fasiyeslerini temsil eden istifleri kapsar. Kireçtaşı kirli beyaz, acık krem, boz, orta-kalın çok kalın katmanlı, bol makro fosil ve bentonik foraminiferli kireçtaşından oluşur. Kovuklu ve gözenekli dokuya sahiptir, yer yer dolomitleşme gösterir. İrili ufaklı paleokarstik erime boşlukları yaygındır. Bol algli, mercanlı bağlam taşı ve tane taşı türünden kireçtaşı egemendir. Tas ocaklarında en çok 100 m dolayında kalınlık gösterir, ortalama kalınlığı 50 metre dolayındadır. Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Soğucak Kireçtaşı, Koyun baba Formasyonu’nu uyumlu üstler. Yer yer, metamorfik ya da Karbonifer yaslı temel kayaları, arada Koyun baba Formasyonu bulunmaksızın, transgressif asmalı olarak doğrudan açısal uyumsuzlukla üstler. Birim, Ceylan Formasyonu’nun marnları tarafından uyumlu üstlenir. Fosil kapsamı ve yas. Soğucak Kireçtaşı, çok zengin mikro ve makro fosil topluluğunu kapsar.

 

 

 

9.      CEYLAN FORMASYONU

Çatalca kuzeyinde ve Sazlı dere dolaylarında yaygın olan marn-kiltaşı ağırlıklı istif, Ceylan Formasyonu’nu oluşturur. Trakya havzasında yapılan ve istifi kesen petrol ve doğal gaz amaçlı sondajlardan sağlanan yeraltı bilgilerine göre yapılan adlamada, istif için, Unal (1967) tarafından Formasyon aşamasında Ceylan Şeyli (Keskin, 1974 de), Keskin (1974) tarafından Ceylan Formasyonu adları kullanılmıştır. Birim Doust ve Arıkan (1974) tarafından, Pınarhisar Formasyonu’nun “İhsaniye Üyesi”, daha sonraları Yurtsever ve diğ. (1991), Yıldırım ve Savaskan (2003), Gedik ve diğ. (2004) tarafından İhsaniye Formasyonu adlarıyla incelenmiştir. Inceleme alanında, Bahçeşehir’in D’sundan gecen ve bölgeyi KB-GD doğrultusunda kesen Kartal deresi vadisi boyunca, Sazlı dere barajının kuzey yakasında ve Çatalca’nın doğusunda geniş alanlar kaplar. Ceylan Formasyonu başlıca değişen oranda marn-killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı ardalanmasından oluşur; kumtaşı ve kireçtaşı ara katkılıdır, alt düzeylerinde tüf ara düzeylerini kapsar. Formasyonun egemen kaya turunu oluşturan marn ve kiltaşı taze iken mavimsi-külrengi, ayrışmışı sarımsı boz-krem rengi, orta ve düzgün katmanlı, dış bükey ya da iç bükey kırılma yüzeylidir. Bentonik foraminiferli mikrit ve biyomikrit turu kireçtaşı, killi kireçtaşı, seyrek olarak biyoklastik kireçtaşı-kalkarenit ara düzeylerini kapsar. Balık koyu Çakıltaşı Üyesi: Trakya’nın Karadeniz kıyısında yer alan Karaburun burnunun batı kıyısında Balık koyu adıyla bilinen küçük bir koyda yüzeyleyken kalın çakıltaşı kaba kumtaşı birimi ile onun üzerinde yer alan kireçtaşı arakatkılı ve olistostromal düzeyler içeren mil-kil boyu gerecin egemen olduğu ince kırıntılı düzey, Oktay ve diğ. (1992) tarafından Karaburun Formasyonu adıyla incelenmiştir. Ancak, Karaburun adı, Gelibolu yarımadası ve Saroz körfezi dolayındaki Eosen yasta birimler için, Önem (1974) ve Önal (1984) tarafından Formasyon aşamasında (Karaburun Formasyonu), Saner (1985) tarafından Karaca hisar Formasyonu’na ait üye adı olarak (Karaburun Üyesi) kullanılmıştır. Diğer yandan, bu çakıltaşı biriminin üzerinde geçişli olarak yer alan ve Oktay ve diğ. (1992) tarafından Karaburun Formasyonu kapsamında incelenen mil-kil boyu gerecin egemen olduğu kırıntılı istif, Özgül (2005) tarafından Ceylan Formasyonu’nun devamı olduğu gerekçesiyle Ceylan Formasyonu kapsamında, daha üstte yer alan kömür arakatkılı birim ise ortam ve yas birlikteliğinden dolayı Gürpınar Formasyonu kapsamında Ağaçlı Üyesi olarak incelenmiştir.

Dolaysıyla Özgül (2005) tarafından, Karaburun adının önceki araştırmalarda başka birimler

için kullanılmış olduğu ve birimin Balık koyunda incelemeye elverişli yüzeylemesinin bulunduğu gerekçesiyle, Balık koyu Çakıltaşı Üyesi olarak adlandırılmıştır.

 

Yanal sürekliliği olmadığı için, Özgül (2005) tarafından Ceylan Formasyonun içinde kamalandığı gerekçesiyle, Formasyonun bir üyesi incelenen Balık koyu Çakıltaşı Üyesi, Oktay ve diğ. (1992)’nin Karaburun Formasyonu adıyla incelediği istifin alt düzeyine karşılık gelir. Inceleme alanında yalnızca Karaburun beldesi kıyısı boyunca yüzeyleyken Balık koyu Çakıltaşı Üyesi Ceylan Formasyonu’nun bu yöredeki yüzeylemesinin en alt düzeyini oluşturur. Soğucak Kireçtaşını doğrudan üstler. Adından da anlaşılacağı gibi birimin tamamına yakın bolumu çakıltısından oluşur; yanal ve düşey geçişli olarak çakıl ve çakılcıkla kaba kumtaşı ara katkılıdır. Çakıl ve hamur kapsamına bağlı olarak boz, acık külrengi, yeşilimsi renklerde, orta-kalın ve düzgün katmanlanma gösteren, istif, kumlu-killi hamurla tutturulmuş, 1-2 cm’den 20-30 cm’ye değin değişen (ortalama 3-5 cm) boyutlarda, çoğunlukla taban kayayı oluşturan Soğucak Kireçtaşından ve daha az oranda volkanitlerden türemiş, kaba kum, çakılcık, çakıl ve blok boyu gereci kapsar; koşut ve çapraz katmanlanmalı, derecelenme ve merceklenme gösterir. Çakıllar çoğunlukla yarı yuvarlanmış, kotu boylanmıştır; bloklar çakıltaşı içinde saçılmış halde bulunur. Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Ceylan Formasyonu, yukarıda da değinildiği gibi, Soğucak Kireçtaşına ait resiflerin geliştiği sırt blokları arasında kalan göreli olarak daha derin ortamlarda çökelmiştir; dolaysıyla Soğucak Kireçtaşı ile giriklik gösterir, genellikle yanal düşey geçişli olarak Soğucak Kireçtaşının üstünde yer alır. Birim, Pınarhisar Formasyonu tarafından uyumsuzlukla üstlenir. Birim kalınlığı, taban topoğrafyasına ve giriklik gösterdiği resiflerin (Soğucak Üyesi) gelişimine bağlı olarak, yerden yere 40-50 m ile 150-200 m arasında değişir. Fosil kapsamı ve yas. Ceylan Formasyonu genellikle pelajik foraminifer bakımından zengin düzeyler kapsar; yer yer, bentonik foraminifer, makro fosil kavkısı ve bitki parçalarını içerir. Akartuna (1953), Enceğiz koyunun GB’sında, kireçtaşı istifinin (Soğucak Kireçtaşı) marnlara geçtiği, olasılıkla Ceylan Formasyonu’nun alt düzeyine karşılık gelen katmanlarda Oversiyen- Priaboniyen geçiş düzeyini gösteren Nummulites fabianii turunun bulunduğunu belirtir. Sirel ve Gündüz (1976) Ceylan Formasyonu’nun bu yöredeki alt düzeyine karşılık gelen killi kireçtaşı katmanlarında Erken-Orta Oligosen’i gösteren mikro fosilleri kapsadığını belirtir. Sonuç olarak Ceylan Formasyonu’nun Geç Eosen’den Erken-Orta Oligosen’e uzanan sureci temsil ettiği anlaşılmaktadır.

 

 

 

 

 

10.  GÜRPINAR FORMASYONU

Sarımsı gri, kahverengimsi gri, siyahımsı gri, kiltaşı, miltaşı, kumtaşı ardalanmasından oluşur.  Güney Marmara sahili Gürpınar yöresinde üst kısımlarında konjerya içeren kireçtaşı tabakalıdır.

Yayılım ve tipik yerleri

Trakya havzasında geniş alanlar kapsayan Gürpınar Formasyonu İstanbul Yarımadası’nda Büyükçekmece Gölü’nün GB’sında Mimar Sinan – Güzelce - Türk oba köyleri arasında geniş yüzlekler halindedir.  Ayrıca Büyükçekmece – Küçükçekmece - Karaağaç Köyü arasında geniş alanlar kapsar.

Litolojik özellikler

Gürpınar Formasyonu, sarımsı gri, gri renkli, kahvemsi gri mikalı kumtaşı ve kumtaşıyla ardalanmalı gri marn - kil - silttaşı, nadiren çakıltaşı ve linyit damarlarından oluşur.  Çakıltaşları genellikle kanal dolgusudur. Çakıltaşları ve kumtaşları merceksel olup silttaşı / kiltaşı içinde kamalanmaktadır.  Kumtaşları; orta tabakalı olup kaba kum boyu taneli, teknemsi çapraz katmanlı, mikalı ve bitki izlidirler.  Gürpınar Formasyonu yer yer gastropod, balık ve bitki fosili içerir.  Birimin üst kesimi ise konjeryalıdır. Gürpınar Formasyonunun üst seviyeleri güney Marmara sahillerinde konjeryalıdır.  Genelde tane boyu yukarı doğru artmaktadır. Gürpınar yöresinde tüf ve tüfitler ile akarsu kanal çökellerinde gözlenen andezitik parçalar bölgede volkanizmanın varlığını belirtirler.  Konjeryalı kireçtaşı beyaz – bej - açık gri, üst seviyelere doğru kırmızı, ince – orta katmanlı karstik boşluklu bol konjeryalı ve 1-2 m kalınlıktadır. Kil miktarının artmasıyla marn - killi marn kil ve şeyle geçilir. Marn, killi marn kil ve şeylli seviyeye karton seri (balıklı seri) denir.  Bu seviyeler mavi yeşil az plastik çatlaklı orta kalın tabakalıdır. 

Killi bantlar içinde ince seviyeler halinde kömür seviyelerine rastlanır. Kumtaşı seviyeleri ise az tutturulmuş ve tatlı su fosillidir. Tabandaki çakıltaşları akarsu Fasiyesini, konjeryalı kireçtaşı, marn, killi marn ve şeyl sığ ve düşük enerjili lagüne ortamı, az tutturulmuş kumtaşı içerisinde bulunan tatlı su fosilleri, ise lagüne ortamdan göl ortamına geçildiğini gösterir. Birim yaygın olarak kuvars feldspat ve az miktarda mikalı kum ve silt mercekli yeşil, sarımsı yeşil renkli siltli kil ve killerden oluşur.  Birim üste doğru ince ve orta taneli kumtaşlarına geçiş gösterir. Bunun üzerine de yeşilimsi gri, sıkı kiltaşı gelir. En üstte de mavi, yeşil, plastik, 10 m. kalınlığa ulaşan kil bulunur. Bu kil tabaklarının tüf, kum, çakıl mercekleri, turba ve kömür bantlarını içerdiği görülmüştür. 

Dokanak ilişkisi ve kalınlık

Formasyon Gürpınar çevresinde Çukurçeşme tarafından örtülür, Hoş dere civarında ise Ceylan Formasyonu üzerine gelir, kuzeyde Hacımaslı köyü yakınlarında Trakya Formasyonuyla uyumsuz dokanak oluşturur.

Dursun köy kuzeyinde ise denizel eşdeğeri olan Karaburun Formasyonuyla dokanaktadır. Ambarlı -Gürpınar çevresinde kalınlığı 900 m.dir. Silivri çevresinde ise kalınlığı yaklaşık 100 - 300 m. arasında değişir.

Fosil kapsamı ve yaş

İstif içinde üste doğru mollusk kavkısı (Congeria sp ve Melanopsisi) bulunur. Bu fosillere göre Formasyonunun yaşı; Stampiyen (Oligosen) yaşındadır.

Ortam

Gürpınar Formasyonu üste doğru tane büyümesi gösteren bir istiftir. Bu istif deltalarının denize veya göle doğru ilerlenmesinden oluşmaktadır. Havzada birimin alt bölümlerinin delta önü-delta, üst bölümlerinin de delta düzlüğü akarsu ortamlarında, linyitlerin delta ovalarında gelişen bataklıklarda oluştuğu ileri sürülmüştür.

Deneştirme

MTA’nın Trakya’da ayırtlanmış olduğu Danişment Formasyonu, Gürpınar Formasyonunun eşdeğeridir. Arıç (1955)‘in ayırtladığı Sarmasiyen yaşlı gre ve konjeryalı kalkerlerin karşılığı olmalıdır. Akartuna (1953)’ün ayırtladığı marn-kil birimi de kısmen Gürpınar Formasyonunun karşılığı olmalıdır. Arıç (1955) ve Ternek (1987) ‘de sarmasiyen olarak konjeryalı kireçtaşı ve marn, marn, kireçtaşı, marnlı kireçtaşları Gürpınar formasyonunun eşdeğer birimleridir.

 

11.  ÇAMURLUHAN FORMASYONU

Genellikle merceksel çakıltaşı-çakıllı kumtaşı ve sarı-kahverenkli kum ara tabakalı yeşil-gri renkli, kil-marn ardışımından ibarettir. Bayrampaşa kuzeyinde, Atışalan köyü güneyinde ve Gaziosmanpaşa güneybatısında yüzlekleri bulunur. Trakya Formasyonu üzerine uyumsuz olarak gelen birimin görülebilen tabanında açık kahverenkli karbonat konkresyonlu killer yer alır. Bu kesimin üzerine marn-kil ardışımlı bir seviye gelir. Üste doğru sarı, bej renkli, kum tabakaları bulunur.  Genellikle kumlu seviyeler merceksel halinde olup kalınlıkları değişir. Bu kumun üst kesimlerinde ise killi seviyeler görülür. Birim Trakya Formasyonu üzerine uyumsuz olarak gelir. Çukurçeşme ve Güngören Formasyonlarıyla yine uyumsuz olarak örtülür.

Kalınlığının 100 m civarında olabileceği belirtilmiştir (Metin İlkışık, 2000- Bayrampaşa Raporu).  Formasyonun ihtiva ettiği fauna Viyana Havzasındaki Baden tabakalarıyla karşılaştırılarak Orta Miyosen'i (Badeniyen) karakterize ettiği ve bu sebeple Orta Miyosen yaşlı olduğu belirtilmiştir, (Chaput,1936; Sakınç ve Diğ., 1999). Sığ gölsel ortamı yansıtır. Chaput (1936) tarafından "Çamurluhan tabakaları" olarak, Sayar(1976) tarafından "Çamurluhan Formasyonu), Sayar (1989) da ise bu birimi Çekmece Formasyonu olarak tanımlamış, birim daha sonra litostratigrafi prensiplerine göre Sakınç ve diğ ( 1999) tarafından Çamurluhan Formasyonu olarak adlanmıştır.

 

12.  ÇUKURÇEŞME FORMASYONU

Formasyon, başlıca, tutturulmamış çakıl, kum, mil karışımından oluşur. Küçükköy, Çukurçeşme ve Mahmutbey semtlerinde sınırlı bir alanda yüzeyleyen çapraz katmanlı, bol mikalı, yer yer kil arakatkılı, ufak çakıl ve çakılcıkla tutturulmamış kumların egemen olduğu istif, önceki araştırmalarda Çukurçeşme Formasyonu (Sayar, 1976), ya da Çekmece Formasyonu kapsamında Çukurçeşme Üyesi (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir. İstifin bu yöredeki yüzeylemeleri başlıca, sarımsı, boz, külrengi, çapraz katmanlı, bol mika pullu, boylanmış, orta-kaba kum boyu kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı, volkanit ve Paleozoyik yaslı birimlerden türemiş tutturulmamış gereci kapsar. Bu incelemede, İstanbul’un Avrupa yakasında Sarıyer-Kemerburgaz-Terkos gölü arasında, Büyükçekmece gölü doğusunda, Gürpınar, Arnavutköy ve Çakmaklı semtleri dolaylarında geniş alanlar kaplayan kızıl kahverengi çakıl-kum birikintileri de Sayar (1989)’ın Çukurçeşme dolayındaki yüzeylemesinde tanımladığı, yukarıda özellikleri açıklanan Çukurçeşme Üyesi kapsamında

İncelendiğinden, birimin kapsamı ve yayılımı genişlemiş; dolaysıyla niteliği değişen Çukurçeşme Uyesi’nin, kaya stratigrafi birimi derecesi yükseltilerek, Formasyon aşamasında

Çukurçeşme Formasyonu olarak adlandırılması zorunlu görülmüştür. Bu incelemede, yeteri ayrıntıda incelenemediği için ayrı bir birim olarak ayırtlanamamış ve Çukurçeşme Formasyonu kapsamında incelenmiş olan kızıl-kahverengi çakıl ve kum birikintileri Arpat (1999) ve Arpat ve Senturk (2000) ve Özgül (2005) tarafından, ÇukurçeşmeFormasyonundan farklı olarak, Kıraç Formasyonu adı altında incelenmiştir. Söz konusu kızıl kahverengi çakıl-kum biriminin büyük bolumu, tutturulmamış çakıl ve daha az oranda kum mil boyu gereçten oluşur. İrili ufaklı, omurgalı kemiği ve yer yer büyüklüğü 1-2 metreküpü bulan, köseleri yuvarlaklaşmış silisleşmiş ağaç parçalarını kapsar. Çakıllar, 1-2cm’den 20- 30 cm’ye değin değişen boyutta, kotu boylanmış, iyi yuvarlanmıştır.

Adı gecen araştırıcılara göre: “bu birim, inceleme alanı yakın dolayında günümüzde herhangi bir yüzeylemesi bulunmayan ofiyolitli seri kökenli radyolarit, gabro, serpantinit türünden çakılları kapsar; ortalama gereç boyunun güneyden kuzeye doğru küçülmesi, güney kesimdeki yüzeylemelerin önemli bir kısmında, binik yapı gösteren yassı çakılların güneye eğimli kiremit dizilimi göstermesi, tekne tipi çapraz katmanlanmalarda tekne eksenlerinin kabaca K-G doğrultusunda yönelim göstermesi ile birlikte on takımların kuzeye eğimli bulunması kabaca güneyden kuzeye, diğer bir anlatımla Marmara denizi yönünden Karadeniz’e doğru akışlı bir akarsu ortamının etkin olduğunu gösterir. Bu veriler ışığında, Erken Miyosen-Oligosen’de Marmara denizi tabanının deniz düzeyinin üstünde yüksek bir alan oluşturduğu, ofiyolitleri de kapsayan bu yüksek alandan Karadeniz yönüne akışlı yüksek enerjili akarsularla taşınan kum-çakıl biriminin geniş bir alana yayıldığı anlaşılmaktadır. Bu özellikleriyle bölgenin jeolojik gelişimine ilişkin değerlendirmelerde özel bir önem taşıyan bu istifin, Marmara denizinin de oluşmasını sağlayan Miyosen tansiyon hareketleri sonucu İstanbul’un Avrupa yakasında gelişen gol ve lagün ortamına malzeme getiren Çukurçeşme kum-çakıl biriminden farklı bir birim adıyla adlandırılmasının gerekir”. Dolaysıyla, adı gecen yazarlar tarafından, birimin temiz yüzeylemelerinin bulunduğu Kıraç beldesinin adından esinlenilerek Kıraç Formasyonu adıyla adlandırılması önerilmiştir. Aynı arastırıcılara göre, “Sayar (1989) tarafından Çukurçeşme semti dolayında Çukurçeşme Üyesi adı altında incelenmiş olan boz renkli kumların egemen olduğu birim, ofiyolit kökenli gereç kapsamadığı gibi, güneyden kuzeye akışlı, yüksek enerjili akarsu ortam koşullarını yansıtan Kıraç Formasyonu’ndan farklı olarak, gol ortamı koşullarında çökelmiş olan Çekmece Formasyonu’nun Güngören ve Bakırköy üyeleriyle giriklik gösterdiğinden Çekmece Formasyonu kapsamında bir üye olarak incelenmelidir”. Yukarıda da belirtildiği gibi, çalışmaların bu aşamasında bu denli bir ayrıntıya girilememiş olduğundan, bölgedeki az çok yaşıt sayılabilecek kum-çakıl istiflerinin bütünü Çukurçeşme Formasyonu adı altında haritalanmıştır. Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Çukurçeşme Formasyonu, Danismen Formasyonu ve daha yaslı birimleri açısal uyumsuzlukla üstler; Çekmece Formasyonu tarafından acısız uyumsuzlukla üstlenir. Büyükçekmece-Kıraç dolayında yaklaşık 30 metre dolayında olan birim kalınlığı kuzeye Karadeniz’e doğru gidildikçe artış gösterir. Fosil kapsamı ve yas. Çukurçeşme Formasyonu yukarıda da değinildiği gibi omurgalı kemikleri ve silisleşmiş ağaç parçalarını kapsar. Tabanında yer alan en genç birim olan Gürpınar Formasyonu’nun Geç Oligosen-Erken Miyosen yastadır. Geç Miyosen yaslı Güngören Formasyonu tarafından üstlendiği de göz önünde bulundurularak, Kıraç Formasyonu’nun Erken-Orta Miyosen yasta olduğu anlaşılmaktadır.

 

13.  GÜNGÖREN FORMASYONU

Genellikle yeşil-mavi renkli üst seviyelerinde kirli beyaz renkli maktralı kireçtaşı ara seviyeli, kum cepli kil ve marnlardan oluşur.

Güngören Formasyonu, Yedikule Kazlıçeşme Osmaniye, Rami, Atışalanı-Esenler arası ve Güngören doğusunda görülür (Arıç, 1955). Ayrıca Şirinevler-Yenibosna-Kocasinan-Mahmutey sırtının doğu ve batı yamaçlarında Şenlikköy-Sefaköy-Halkalı sırtının doğu ve batı yamaçlarında yüzeyler.

Sarımsı esmer-yeşil renkli kil, beyaz renkli marnlar ile bunlar arasında ince düzensiz tabakalı maktralı kalker, beyaz tebeşirimsi kalker seviyelerinden oluşur. Killer içinde marnlı kalker topakları vardır. Killer içinde ayrıca bitki sap ve yaprak izleri, silt ve kum mercekleri gözlenir. Killi kireçtaşı-kil ardalanımı Bakırköy kireçtaşına geçişte çoğalır. Killer ince tabakalı olup laminalıdır. Ayrıca içlerinde kum mercekleri bulunur. Yüzeye yakın yerlerde organik madde zenginleşmesiyle kahverengiye dönüşmektedir.

Güngören Formasyonu ayırtlandığı kesimlerde altına gelen Çukurçeşme Formasyonu ve üstüne gelen Bakırköy Formasyonuyla dereceli geçişlidir.

Güngören Formasyonunun en fazla 30 m kalınlığı bulunmaktadır. Güngören Formasyonu ayırtlandığı kesimlerde altına gelen Çukurçeşme Formasyonu ve üstüne gelen Bakırköy Formasyonuyla dereceli geçişlidir. Güngören Formasyonunun en fazla 30 m kalınlığı bulunmaktadır. Arıç (1955) çallışmasında Güngören Formasyonu içinde bulduğu maktra, Helix, omurgalı diş ve omurları göre Sarmasiyen yaşını vermiştir.Güngören Formasyonu, karadan kaba malzemenin kıt olarak geldiği, ince-çok ince terrijen malzemenin geldiği göl ortamında çökelmiştir. Bazı çalışmalarda bu Formasyon, Süleymaniye Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Ayrıca Trakya'daki eşdeğeri Ergene grubunun Çelebi Formasyonu olarak belirtilmiştir (Yurtsever, 1996).

14.  BAKIRKÖY FORMASYONU

Beyaz, kirli beyaz renkli, katman araları yeşil renkli ince katmanlı kil ara seviyeli, alt seviyesi kil-kireçtaşı ardalı mactralı kireçtaşlarından oluşur.

Arıç (1955) Bakırköy kireçtaşının Topkapı, Zeytinburnu, Merkezefendi, Esenler, Davutpaşa, Değirmentepe, Bağcılar, Güngören, Bahçelievler, Haznedar, Bakırköy, Mahmutbey, Kocasinan, Yenibosna, Halkalı, Sefaköy, Soğuksu, Kanarya, Şenlikköy ve Yeşilköy civarlarında yüzeylendiğini belirtir.

Ayrıca belirtilen bu alanlar dışında Bakırköy Formasyonu Küçükçekmece, ile Büyükçekmece arasındaki sırtlarda; Avcılar, Firüzköy, Esenyurt, Yakuplu, Kavaklı, Gürpınar, Beylikdüzü ve Çakmaklı köylerinde geniş yayılım olarak izlenmektedir. Bakırköy Formasyonu, tabaka araları yeşil killi, genelde değişik kalınlıkta beyaz ve kirli beyaz renkli mactralı kireçtaşlarından oluşur. İnce tabakalı mactralı kalkerler arasında Melanopsisli ve Helix'li kalker seviyeleri görülür. Bakırköy Formasyonu İstanbul'un tarihsel gelişim çağlarından beri taş gereksinimini karşılamıştır.

Formasyon tabanda kil ve seyrek kirli beyaz killi kireçtaşı ardalanımı ,ile başlıyan tatlı su Fasiyesli; düzensiz tabakalanmalı, beyaz mikritik bir kireçtaşıdır. Aralarda yer yer yeşil ve mavi renkli killi ve marnlı düzeyler bulunur. Kireçtaşı yer yer olitik ve teberişimsidir. İnceden kalına doğru değişen tabakalı boşluklu ve bol kırıklıdır. Bol bol fosil iç kalıplıdır.

Bakırköy Formasyonunun alt dokanağı, ayırtlandığı kesimlerde Güngören Formasyonu ile yanal ve düşey geçişlidir. Genelde 25-30 m kalınlık gösteren Bakırköy Formasyonun kuzeye doğru kalınlığı azalır. Bu kalınlık 10-15 m ye kadar düşer.

Bakırköy Formasyonu, Arıç (1955) bulduğu fosillere göre Sarmasiyen (Üst Miyosen) yaşını vermiştir. Çok bol miktarda mactra, daha az olmakla birlikte Melanopsis, Helix, Unio, Theodoxus fosilleri yer alır. Tatlı su göl ortamında çökelmiştir.

Bakırköy Formasyonu'na Arıç (1955) Mactralı kireçtaşları, Pamir ve Sayar (1933) Melanopsisi ve Mactralı kireçtaşı bantları, Ternek (1987) mactralı kireçtaşları, diğer çalışmalarda Bakırköy kireçtaşı adı verilmiştir.

Baltalimanı Formasyonuna ait mikro fauna Rumelihisar'ından ve Dr Haas tarafından derlenen numunelere göre; trilobit, ve posidonomyadır. Ayrıca araştırıcı Crythosybolinaeden, Liobole sp, ye göre bu birimin yaşını Alt Karbonifer olarak belirtir.

15.  KUŞDİLİ FORMASYONU

Birimin taban kesimi çakıllı ve yanal devamlılıkları değişen kumlar ile gri siyah renkli kil ve çamurlardan oluşur. Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri, Haliç civarı, Ayamama, Veliefendi, Aksaray vadilerinde yer alır. Tabanda çakıllı seviye ile başlayan birim üste doğru yanal devamlılığı fazla olmayan kum ve siltlere geçer. Üste doğru siyah renkli bol kavkılı kil ve çamurtaşları yer alır. Bu birimler arasındaki geçişler düzensiz olup sıklıkla değişir. Birim Avrupa yakasında yer alan diğer birimleri açısal uyumsuzlukla örter. Güncel alüvyon ve dolgular tarafından da örtülür. Haliçte yapılan çalışmalarda alüvyon üzerinde kıyılarda en kalın olmak üzere Kuşdili Formasyonunun 20, 22, 35 ve 50 m.ye kadar çıkar (Ünsal,1987; Haliç,1988; Uluısu,1988).

Sarayburnu civarında yapılan sondajlarda ise; 4-11 m arası kalınlıklarda, silt kil, kum ve çakıldan oluşan Boğaz çökelleri Haliçte 20-50 m arası kalınlıklarda kesilmiştir (Şimşek, 1987). Küçükçekmece Yarımburgaz sazlığında yapılan sondajlarda 3m kadar güncel alüvyon altında; üstte kahverenkli, sarımsı kumlu ve siltli killer, alta siyah -koyu gri, çakıllı ve kokulu bataklık killeri, tabanda da 5 m varan çakıl, ortada 43 m. ye varan ve kenarlara doğru incelen bir alüvyon bulunur. Ayamama deresi mansap kısmında Meriç ve diğ (1991) yaptıkları çalışmada güncel alüvyon adı altında Holosen yaşlı Kuşdili Formasyonunu incelemişlerdir. Bu birimin kalınığı 23.80 m (13, 20, 6.2, 1.3 m) olarak tespit edilmiştir. Birim içinde foraminifer, ostrakod ve mollusk saptanmıştır. Kuşdili havzaları acı su havza karakterini yansıtır. Bu havzalar zamanla dolmuş ve su üstüne çıkmışlardır. Kısmen karasal, kısmen acı su, kısmen de sığ denizel şartlarda çökelmişlerdir. Formasyon düşük enerjili acı sulu lagün-bataklık ortamında oluşmuştur. Birimi ilk defa Meriç ve Diğ.(1991) incelemişlerdir. Kadıköy-Kurbağalı dere mansabında ayrıntılı olarak Kuşdili Formasyonunun çalışıp tanımlamışlardır. Alüvyonla, geç Kuvaterner de İstanbul yarımadasında mevcut olan çeşitli akarsu ortamlarında depolanmış, gevşek blok-çakıl-kum-kil den yapılmış çökellerdir. Genelde çapraz tabakalı ve devresel çökeller şeklinde olup kalınlıkları ve kendilerini oluşturan malzeme çevrelerine ve akarsuların fiziksel ve geometrik özelliklerine bağlıdır. Bu birim de Holosen yaşlıdır. Topografik eğimin yüksek olduğu yerlerde yer çekimine bağlı olarak yamaç eteklerinde ve kırık hatlarında ezilen parçalanan malzemenin biriktiği alanlarda yer alır. Yamaç molozu değişik boyutta ki malzemelerden meydana gelir. Genellikle çeşitli kaya parçalarından oluşur. Genellikle sur içineki antik kentlerden kalan kalıntıları tanımlar. Özellikle Topkapı sarayı, Sultanahmet, Cankurtaran, Fatih gibi tarihsel dönemlerdeki yerleşim alanlarında bu dolguya sık rastlanılır. Arazi gözlemlerine göre kalınlıkları 0.5-12 m arasında değişen yapay dolgular yer alır. Bu dolgular genellikle toprak, kil, çöp ve inşaat artığı malzemeden oluşur.

Yararlanılan Kaynak: http://www.ibb.gov.tr